doğuş

listen to the pronunciation of doğuş
Türkçe - İngilizce
origin

He is studying the origin of jazz in America. - O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor.

(güneş) rise
nascency
Genesis
rising
birth; rise, rising
nativity

The school put on a Nativity play. - Okul bir Doğuş oyununu sahneye koydu.

Nativity scenes commemorate the birth of Jesus. - Doğuş sahneleri İsa'nın doğumunu anıyor.

(Astronomi) rise
birth

She has been blind from birth. - O, doğuştan görme özürlüdür.

Today in the morning, I have seen the birth of a butterfly. - Bugün sabah bir kelebeğin doğuşunu gördüm.

natal
birth of jesus christ
offshoot
aurora
yeniden doğuş
rebirth

The death of her husband was her rebirth. - Kocasının ölümü onun yeniden doğuşuydu.

doğ
birth date

My water broke on the evening of the predicted birth date. - Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..

No one can have three different birth dates. - Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.

yeniden doğuş
renaissance
doğ
be born

Be born, get married, and die; always bring money. - Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.

Life would be infinitely happier if we could only be born at the age of eighty and gradually approach eighteen. - Sadece seksen yaşında doğabilseydik ve yavaş yavaş on sekiz yaşına varabilseydik, yaşamımız çok daha mutlu olurdu.

doğuş günü
natal day
doğ
birth

Tomorrow's my birthday. - Yarın benim doğum günüm.

Today is June 18th and it is Muiriel's birthday! - Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!

doğ
(abbr. for doğum)
doğ
on
yeniden doğuş
renascence
Türkçe - Türkçe
Doğma işi veya biçimi: "Senelerden beri güneşin doğuşunu seyretmedim."- S. F. Abasıyanık
Doğma işi veya biçimi
doğuş