The sun was on the point of rising in the east.
- Doğuda güneş doğmak üzereydi.
We aren't born with the capacity to carry out a happy coexistence.
- Biz mutlu bir birlikteliği yürütme kapasitesi ile doğmadık.
The man was ashamed of being born poor.
- Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
Be born, get married, and die; always bring money.
- Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
Be born, get married, and die; always bring money.
- Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
The man was ashamed of being born poor.
- Adam fakir olarak doğmaktan utanıyordu.
My water broke on the evening of the predicted birth date.
- Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
No one can have three different birth dates.
- Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.
Be born, get married, and die; always bring money.
- Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
A sure method to be rich is to be born rich.
- Zengin olmak için kesin bir yöntem, zengin doğmuş olmaktır.
Yesterday was my seventeenth birthday.
- Dün onyedinci doğumgünümdü.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.