I watched Jeb Bush as his brother spoke. He paid attention, grinned and laughed, even ad-libbed when called upon.
My improvisations are terrible.
- Benim doğaçlamalarım berbattır.
Improvisation is the soul of a good conversation.
- Doğaçlama iyi bir örtüşme ruhudur.
I called a few friends and we had an impromptu party.
- Birkaç arkadaşı aradım ve doğaçlama bir parti verdik.
He forgot part of his speech and had to ad-lib for a while.
- Konuşmasının bir bölümünü unuttu ve bir süre doğaçlama yapmak zorunda kaldı.