Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
Ben onu huzur bozucu buldum.
- I found it disturbing.
Rahatsız edici bir haberimiz var.
- We have some disturbing news.
Bu çok rahatsız edici.
- This is very disturbing.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Gürültü beni rahatsız ediyor.
- The noise is disturbing me.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
Ne olursa olsun seni rahatsız etmeye niyetim yok.
- I have no intention whatever of disturbing you.
Onu rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb her.
Onu rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb him.
Çalışırken beni rahatsız etmeyin.
- Don't disturb me while I'm studying.
Sizi rahatsız etmediğimi umuyorum.
- I hope I'm not disturbing you.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
A school of fish disturbed the water.
... and you discover a very disturbing pattern. ...
... These things are disturbing. ...