Benim küçük parmağım şişti.
- My little finger is swollen.
Benim ellerim ve ayaklarım şişti.
- My hands and legs are swollen.
Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu.
- His eye was swollen and his nose was bleeding.
Ben nehri görmeye gittim, onu büyük ölçüde şişmiş buldum.
- I went to see the river, which I found greatly swollen.