Ailende bir mali anlaşmazlık olduğu zaman ne yaparsın?
- What do you do when you have a financial disagreement in your family?
Tom ve ben bir anlaşmazlık yaşadık.
- Tom and I had a disagreement.
Hükümet, muhalifleri, idealistleri ve Esperanto konuşanları toplamaya ve tutuklamaya başladı.
- The government started rounding up and arresting dissenters, idealists, and Esperanto-speakers.
Bir ihtilaf yaşıyor gibi görünüyorlar.
- They seem to be having a disagreement.
Those who openly dissented from the acts which the King had carried through the Parliament.
If the public dissent from our views, we say that they ought to concur with us.