disruption, inversion

listen to the pronunciation of disruption, inversion
İngilizce - Türkçe
parçalama, inversiyon
upsetting
(Mekanik) yığma
upsetting
(Mekanik,Teknik) çökertme
upsetting
üzüntü verici
upsetting
dövme
upsetting
üzücü

Bunun ikiniz için de üzücü bir zaman olduğunu biliyorum. - I know this is an upsetting time for you both.

O, yüzleştirmeleri çok üzücü buldu. - She found confrontations very upsetting.

İngilizce - İngilizce
{i} upsetting
disruption, inversion