O gördüğüm kadınlara karşı en saygısız tutuma sahip.
- He has the most disrespectful attitude towards women I've ever seen.
Bana asla saygısızlık etmedi.
- She was never disrespectful to me.
Tom'un söylediği şey kabaydı.
- What Tom said was disrespectful.
Söylediğin şey nezaketsizdi.
- What you said was disrespectful.
Bazı insanlar nezaketsiz şeyler yapıyor.
- Some people are doing disrespectful things.
Tom'un saygısızlık etmek istemediğine eminim.
- I'm sure that Tom didn't mean to be disrespectful.
Saygısızlık etmek istemedim.
- I didn't mean to be disrespectful.
Saygısızlık etmek istemedim.
- I didn't mean to be disrespectful.
Amacım saygısızlık etmek değil.
- I mean no disrespect.
Kötü gün için para biriktirmek mantıklı.
- It is wise to save money for a rainy day.
Sanırım o mantıklı olabilir.
- I think that might be wise.