Gönüllüler tek kullanımlık bardaklarda çay dağıttı.
- Volunteers distributed tea in disposable cups.
O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
- He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
Rather than purchase an expensive razor he bought a packet of cheap disposable ones.