Ken'i kovmak zorundayım.
- I have to dismiss Ken.
Müdür onu işten çıkarma ile tehdit etti.
- The manager threatened him with dismissal.
O bir bahçıvanı işten çıkardı.
- She dismissed a gardener.
Onun kovulması için hiçbir sebep yok.
- There is no reason why he should be dismissed.
O erkeklerin çoğunu işten kovdu.
- He dismissed most of his men.
He was dismissed for 99 runs.
He dismissed all thoughts of acting again.
The soldiers were dismissed after the parade.