disiplinci

listen to the pronunciation of disiplinci
Türkçe - İngilizce
disciplinarian
One who exercises discipline

He is the chief disciplinarian in the school.

{a} relating or belonging to disciplin, sharp, strict
{n} one who keeps strict disciplin
Pertaining to discipline
someone who demands exact conformity to rules and forms
If you describe someone as a disciplinarian, you mean that they believe in making people obey strict rules of behaviour and in punishing severely anyone who disobeys. He has a reputation for being a strict disciplinarian. = authoritarian. someone who believes people should obey orders and rules, and who makes them do this
One who disciplines; one who excels in training, especially with training, especially with regard to order and obedience; one who enforces rigid discipline; a stickler for the observance of rules and methods of training; as, he is a better disciplinarian than scholar
A Puritan or Presbyterian; because of rigid adherence to religious or church discipline
One who believes in discipline as a tool for regulation or control
{i} one who enforces order and discipline
disiplin
discipline

He's not disciplined enough. - O yeterince disiplinli değil.

Tom isn't disciplined enough. - Tom yeterince disiplinli değil.

disiplin
self discipline
disiplin
disciplinary

The school is considering disciplinary action. - Okul disiplin eylemi düşünüyor.

disiplin
branch of knowledge, branch of instruction, subject
Türkçe - Türkçe

disiplinci teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

DİSİPLİN
(Osmanlı Dönemi) Fr. Uyulması lâzım gelen kaide ve yasaklar
Disiplin
(Hukuk) İNZİBAT
Disiplin
sıkı
DİSİPLİN
(Osmanlı Dönemi) Nizam ve intizam te'mini için zihnî, ahlâkî, ruhî, cismanî tâlim ve terbiye
disiplin
Bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı veya yazısız kurallarına titizlik ve özenle uyması durumu, sıkı düzen, zapturapt: "Bu, belki de ordu için şart olan disiplin ruhunu bende bulamamış olmalarındandır."- R. N. Güntekin
disiplin
Bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı veya yazısız kurallarına titizlik ve özenle uyması durumu, sıkı düzen, zapturapt
disiplin
Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü: "Bazı kibar semtlerde ve Beyoğlu'nda bu disiplin biraz gevşerdi."- F. R. Atay. Öğretim konusu olan veya olabilecek bilgilerin bütünü, bilim dalı
disiplin
Öğretim konusu olan veya olabilecek bilgilerin bütünü; bilim dalı
disiplin
Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü
disiplinci