Tom bulaşıkları bulaşık suyuna koydu.
- Tom put the dishes in the dishwater.
Bu kahvenin tadı bulaşık suyu gibi.
- This coffee tastes like dishwater.
Bu kahvenin tadı bulaşık suyu gibi.
- This coffee tastes like dishwater.
Tom bulaşıkları bulaşık suyuna koydu.
- Tom put the dishes in the dishwater.
This season's offerings are nothing but dishwater.
The dishwater drains into the drywell.