disappointing; imperfect; unsound

listen to the pronunciation of disappointing; imperfect; unsound
İngilizce - Türkçe
hayal kırıklığı, kusurlu, sağlıksız
insincere
{s} samimiyetsiz

Tom samimiyetsiz görünüyordu. - Tom seemed insincere.

Tom samimiyetsiz olduğumu düşündüğünü söyledi. - Tom said he thought I was insincere.

insincere
ikiyüzlü
insincere
içtenliksiz
insincere
{s} iki yüzlü
insincere
insincerity samimiyetsizlik
insincere
{s} sadakâtsiz
insincere
vefasız
insincere
{s} samimi olmayan
İngilizce - İngilizce
insincere
disappointing; imperfect; unsound