I feel like taking a rest.
- Canım dinlenmek istiyor.
Do you feel like resting?
- Canınız dinlenmek istiyor mu?
After walking for an hour, we stopped to take a rest.
- Bir saat yürüdükten sonra dinlenmek için durduk.
I have to take a rest.
- Dinlenmek zorundayım.
Would you like to take a recess?
- Dinlenmek ister misin?
I have no time to have a rest.
- Dinlenmek için vaktim yok.
In the sunlight my head started to spin, and I lay down to have a rest on the grass.
- Güneş ışığında kafam dönmeye başladı ve dinlenmek için çim üzerinde uzandım.
What do you do for relaxation?
- Dinlenmek için ne yapıyorsun?
Tom likes to rest on the couch after a long day.
- Tom, uzun bir günün ardından kanepede dinlenmeyi seviyor.
Mary hopes to rest a lot during her vacation.
- Mary, tatili sırasında dinlenmeyi çok ümit ediyor.
I think you'd better take a rest; you look ill.
- Sanırım dinlensen iyi olur; hasta görünüyorsun.
I'm just going to rest during the summer vacation.
- Yaz tatili sırasında sadece dinleneceğim.
I suggest that you take a break and cool off a little.
- Bir mola vermeni ve biraz dinlenmeni öneriyorum.
If Jane does not rest more, she may have a nervous breakdown.
- Eğer Jane daha fazla dinlenmezse, O bir sinir krizi geçirebilir.
Would you like to take a recess?
- Dinlenmek ister misin?