In Soviet Russia, radio listens to the listener!
- Sovyet Rusya'sında, radyo dinleyiciyi dinler!
Listen! They're playing my favorite music.
- Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.
Linda went to the park to listen to the music.
- Linda müzik dinlemek için parka gitti.
No one wants to listen to my opinions.
- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
Children should obey their elders, mind you.
- Dinle bak, çocuklar büyüklerine itaat etmelidir.
If you don't mind, I'd like to rest here for a while.
- Sakıncası yoksa bir süre burada dinlenmek istiyorum.
I often study while listening to music.
- Müzik dinlediğim zaman sık sık çalışırım.
Listening to music is lots of fun.
- Müzik dinlemek çok eğlenceli.
Sami's phones were wiretapped.
- Sami'nin telefonları dinlendi.
It is a lot of fun to listen to music.
- Müzik dinlemek çok eğlenceli.
No one wants to listen to my opinions.
- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
Linda went to the park to listen to music.
- Linda müzik dinlemek için parka gitti.
Her voice is pleasant to listen to.
- Sesi dinlemek için hoş.
Children should obey their elders, mind you.
- Dinle bak, çocuklar büyüklerine itaat etmelidir.
I'm sick of hearing it.
- Onu dinlemekten bıktım.
Do you want to hear the new song I'm working on?
- Üzerinde çalıştığım yeni şarkıyı dinlemek ister misin?
I have no choice but to follow those orders.
- O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
All that you have to do is to follow his advice.
- Yapacağın tek şey onun tavsiyesini dinlemek.
I have better things to do than stand here and take your insults.
- Burada durmak ve senin hakaretlerini dinlemekten daha iyi yapacak işlerim var.