dile

listen to the pronunciation of dile
Türkçe - İngilizce
{f} wish

She wished she had been born twenty years earlier. - O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.

It's an American tradition to make a wish on your birthday. - Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.

{f} wished

Everybody wished he had been elected governor. - Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.

There were times when Tom wished he hadn't married Mary. - Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.

invoke
{f} wishing

She sat next to him wishing she were somewhere else. - O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu

I named my daughter Nairu wishing her long life. - Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.

verbalized
beg

I am no better than a beggar. - Bir dilenciden daha iyi değilim.

Beggars can't be choosers. - Dilenciler seçici olamaz.

articulates