dilden

listen to the pronunciation of dilden
Türkçe - İngilizce
language

The words were from a very old language. - Kelimeler çok eski bir dildendi.

Tom asked Mary if she spoke more than three languages. - Tom Mary'ye üç dilden daha fazla konuşup konuşmadığını sordu.

The vocabulary and usage used in a particular specialist field

legal language.

The forms of speech, or the methods of expressing ideas, peculiar to a particular nation
According to the Orthodox tradition, the Church adopts and uses the language of any particular country or ethnic group that she serves The main liturgical languages in the Orthodox Church are Greek, the various descendants of old Church Slavonic, and Arabic
a system of words used in a particular discipline; "legal terminology"; "the language of sociology"
Nonverbal communication
The inarticulate sounds by which animals inferior to man express their feelings or their wants
Language is the use of a system of communication which consists of a set of sounds or written symbols. Students examined how children acquire language
The language in which the data element is specified
The particular words used in speech or a passage of text
The words, their pronunciation, and the methods of combining them used and understood by a considerable community
A race, as distinguished by its speech
the use of an organised means of combining words in order to communicate [cf communication]
To communicate by language; to express in language
Information on the language or languages of the unit being described [RAD 1 8B14]
The ability to communicate using words
system for communicating ideas and feelings using sounds, gestures, signs, or marks
words chosen by authors to convey their ideas, attitudes and points of view and to guide our reactions to texts
The language in which the article is published
the mental faculty or power of vocal communication; "language sets homo sapiens apart from all other animals" a systematic means of communicating by the use of sounds or conventional symbols; "he taught foreign languages"; "the language introduced is standard throughout the text"; "the speed with which a program can be executed depends on the language in which it is written
The Dublin Core element used to designate the language of the intellectual content of the resource Recommended best practice for the values of the Language element is defined by RFC 3066 See also section 4 of the Dublin Core Users Guide
dil
tongue

French is their mother tongue. - Onların ana dili Fransızca.

I can speak Esperanto as if it's my mother tongue. - Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.

dil
language

There are few sites in the Tatar language on the Internet. - İnternette Tatar dilinde çok az site vardır.

It's difficult to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

dilden dile
from language to language
dilden dile
from mouth to mouth
dilden dile dolaşmak
to be talked about, to become notorious
dil
speech

In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection. - İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.

Tom was speechless for a moment. - Tom'un bir an için dili tutuldu.

dil
lingo
dil
(özel) parlance
dil
clapper
dil
dialect

Teochew is a dialect of Min Nan. - Teochew dili, Min Nan'ın bir şivesidir.

In grammar and vocabulary, some dialects differ significantly from the standard language. - Dilbilgisinde ve kelime hazinesinde, bazı lehçeler standart dilden önemli ölçüde farklıdır

dil
prominent
dil
vernacular

The pitaya's common English name of dragon fruit reflects its vernacular name in many Asian languages. - Pitaya'nın ortak İngilizce adı dragon fruit birçok Asya dillerinde onun argo adını yansıtmaktadır.

dil
feather
dil
key

The key to the so-called mastery of any language is bringing the words and grammar to life through context. - Sözde herhangi bir dilin hakimiyetinin anahtarı, kelimeleri ve dilbilgisini bağlama yoluyla hayata geçirmektir.

A language is a key to the heart of millions. - Bir dil milyonların anahtarıdır.

dil
langue
dil
pawl
dil
latch
dil
neck
dil
(Arılık) proboscis
dil
(Bilgisayar) script
dil
(Arılık) lingua

Why do you want Esperanto to become a lingua franca while you continue to communicate in English? - Neden İngilizce dilinde iletişim kurmaya devam ederken Esperanto'nun bir lingua franca olmasını istiyorsun?

dil
parlance
dil
(Denizbilim) common sola
dil
spit

In spite of the language difficulty, we soon became friends. - Dil zorluğuna rağmen biz kısa sürede arkadaş olduk.

In spite of my diet, I couldn't help taking a slice of chocolate cake. - Diyetime rağmen, bir dilim çikolatalı kek almaktan kendimi alamadım.

başka dilden alınmış kelime
loan word
başka dilden alınmış kelime
a loanword is a word borrowed from one language and incorporated into another
başka dilden alınmış kelime
loanword
dil
tounge
başka dilden alınan sözcük
loan word
başka dilden alınan sözcük
word which is taken from another language
başka dilden alınmış kelime
borrowed word
dil
tongue; language; spit
dil
spline
dil
(Anatomi) glossa
dil
linguiform
dil
(Diş Hekimliği) gloss
İngilizce - İngilizce

dilden teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

dil
Dataphor Interface Language An XML format for describing user interfaces independent of the platform on which they will be realized
dil
dilate Dx diagnosis
dil
Two parallel rows of connection holes on a PCB Also, the type of connector used with this array
dil
Dual-in-line Refers to component shape with two parallel rows of connection leads Syn: DIP
dil
dual in line package: simplest type of plastic package where the I/O's are found on either side of the package
dil
ate
dil
(see Data Interchange Language)
Türkçe - Türkçe

dilden teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

dilden dile
Herkes birbirine anlatarak
Dil
(Osmanlı Dönemi) NEVAD
DİL
(Osmanlı Dönemi) Coğ: Denizin içine uzanmış üstü düz mumluk, uzunca kara parçası
DİL
(Osmanlı Dönemi) t. Lisan, zeban
DİL
(Osmanlı Dönemi) İnsanların konuştukları lehçelerin her birisi. Lügat
DİL
(Osmanlı Dönemi) Mc: Gıybet, mezemmet, dedi-kodu, çekiştirme.İnsanın yüz cihazatından birtek cihazı olan lisanı; bir et parçası iken, iki büyük vazifesiyle yüzer hikmetlere, neticelere, meyvelere, fâidelere âlet oluyor.. Taamların zevkindeki vazifesi, ayrı ayrı bütün t
DİL
(Osmanlı Dönemi) Ağızdaki tat alma duygusu ve konuşma uzvu
DİL
(Osmanlı Dönemi) Muhtelif âlât ve edevâtın uzunca ve yassı, ekseriya oynak kısımları
dil
Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ; tat alma organı
dil
Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi
dil
Anahtar
dil
Kimi üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak
dil
Kıstak
dil
İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan
dil
Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı: "Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki..."- Y. Z. Ortaç. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan: "Dilinden Anadolu'lu olduğu ancak belli oluyordu."- S. F. Abasıyanık
dil
Denize uzanan dar ve alçak kara parçası, berzah
dil
insanların iletişim kurmak için kullandıkları işaret sistemi
dil
Belli durumlara, mesleklere, konulara özgü dil
dil
Büyük baş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili
dil
Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı
dil
Sorguya çekilmek için yakalanan tutsak
dil
Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek
dil
Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak
dil
Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası
dil
Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi: "Halk dilinin günebakan ismini verdiği bu çiçek, güneşe âşıktır."- H. S. Tanrıöver
dil
Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri
dil
Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı
dil
Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili: "Birkaç dilim ekmek, ince bir iki dilim peynir veya dil, bazen de haşlanmış bir sebze yemeği."- S. F. Abasıyanık
dilden