dikkatinize

listen to the pronunciation of dikkatinize
Türkçe - İngilizce
For your Attention
dikkat
care

I'm the type who likes to think things over very carefully. - Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.

If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps. - Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.

dikkat
attention

You should pay more attention to your own safety. - Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.

I did not want to attract attention. - Ben dikkat çekmek istemiyordum.

dikkat
caution

Caution, the doors are now closing! - Dikkat, kapılar şimdi kapanıyor.

Everything should be done with the greatest caution. - Her şey en büyük dikkatle yapılmalı.

dikkat
attention, caution; care, carefulness, heed, assiduity, regard; Look out!, Watch out!, Be careful!, Attention!
dikkat
discretion
dikkat
(Hukuk) consideration

I have taken everything into consideration. - Her şeyi dikkate aldım.

Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'. - Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.

dikkat
warning

He paid no attention to my warning. - Uyarımı dikkate almadı.

He paid attention to my warning. - O, uyarıma dikkat etti.

dikkat
regard

He came regardless of my instructions. - Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.

Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings. - Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.

dikkat
circumspection
dikkat
be careful!

You must be careful not to make him angry. - Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.

Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed. - Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.

dikkat
mind

I make a point of arranging sentences in my mind before writing them down. - Yazmadan önce cümleleri aklımda düzenlemeye dikkat ederim.

If he'd been there, he'd have told you to mind your manners. - Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.

dikkat
beware of

Beware of thefts in a big city. - Büyük bir şehirde hırsızlığa karşı çok dikkatli olun.

Beware of the cockerel. It bites. - Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.

dikkat
nota bene
dikkat
diligence
dikkat
(Bilgisayar) careful

If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps. - Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give. - Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

dikkat
fetish
dikkat
cate
dikkat
(Bilgisayar) look out

Look out for pickpockets. - Yankesicilere dikkat et.

Look out! There's a truck coming! - Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!

dikkat
{i} notice

He took no notice of my advice. - O, benim tavsiyemi dikkate almadı

Notice how the player uses his elbows. - Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.

dikkat
count

At last, they began to count down cautiously. - Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.

In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world. - Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.

dikkat
heed

Take heed of her advice. - Onun tavsiyesine dikkat et.

They gave no heed to the warning. - Uyarıya dikkat etmediler.

dikkat
intentness
dikkat
carefulness
dikkat
{i} attentiveness

Do your work with more attentiveness. - Biraz daha dikkatli çalışır mısın?

dikkat
solicitude
dikkat
taking care of
dikkat
considerations
dikkat
in attention
dikkat
watchfulness
dikkat
remark

The recent advances in medicine are remarkable. - Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.

Recent advances in medicine are remarkable. - Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.

dikkat
watch out

Watch out for pickpockets. - Yankesicilere dikkat edin.

Watch out for thieves around here. - Civardaki hırsızlara dikkat edin.

dikkat
note

There is one very noteworthy element in this stage. - Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.

Please take note of that. - Lütfen ona dikkat et.

dikkat
fore

The forest fire occurred through carelessness. - Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.

If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children! - Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!

dikkat
shun
dikkat
Notice!

Notice how the player uses his elbows. - Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.

I hope my mistake will escape his notice. - Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.

dikkat
Beware!

Let the buyer beware. - Alıcı dikkatli olsun.

Beware! There's a car coming! - Çok dikkat et! Gelen bir araba var!

dikkat
careful attention
dikkat
ware
dikkat
application
dikkat
cave
dikkat
cautiousness
dikkat
Be careful!/ Look out!
dikkat
ear(1)
dikkat
beware

Beware of pickpockets here. - Burada yankesicilere dikkat edin.

Beware! There's a car coming! - Çok dikkat et! Gelen bir araba var!

dikkat
studious
dikkat
rigor
dikkat
cognizance
Türkçe - Türkçe

dikkatinize teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Dikkat
(Osmanlı Dönemi) SAAL
Dikkat
(Osmanlı Dönemi) ÇÜ
DİKKAT
(Osmanlı Dönemi) İncelik, dakik oluş. Ehemmiyet ve kıymet verme
dikkat
Dikkat ediniz! anlamında bir uyarma sözü
dikkat
Dikkat ediniz!
dikkat
İlgi, özen
dikkat
Bilinç etkinliğinin belli bir nesne üzerinde yoğunlaşması
dikkat
Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık: "Dikkatle bakınca güvertedeki insanların gidip gelişini kolaylıkla seçebiliyor."- Y. K. Karaosmanoğlu. İlgi, özen
dikkat
Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık
dikkatinize