I had to consider Tom's proposal.
- Tom'un önerisini dikkate almak zorunda kaldım.
He has made remarkable progress in English.
- İngilizcede dikkate değer bir ilerleme kaydetti.
She achieved remarkable results.
- O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
Chemistry has made notable progress in recent years.
- Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
You must take care when you cross the road.
- Yolu geçerken dikkat etmelisin.
Tom didn't want to attract attention.
- Tom dikkat çekmek istemiyordu.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
Please proceed with caution.
- Lütfen dikkatli olun.
We should proceed with great caution.
- Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
He was fighting regardless of his wound.
- O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.
There was nothing worthy of remark at the fair.
- Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.
This book is worthy of attention.
- Bu kitap dikkate değer.
There are noticeable differences between the two.
- İkisinin arasında dikkate değer farklılıklar var.
The results are noteworthy.
- Sonuçlar dikkate değerdir.
Tom didn't take Mary's age into consideration.
- Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
You should take her illness into consideration.
- Onun hastalığına dikkat etmelisin.
He paid attention to my warning.
- O, uyarıma dikkat etti.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
He was fighting regardless of his wound.
- O, yarasını dikkate almadan dövüşüyordu.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
We should have taken the schedule into consideration.
- Programı dikkate almalıydık.
Tom didn't take Mary's age into consideration.
- Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed.
- Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.
You must be careful not to make him angry.
- Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
While driving, mind the potholes.
- Araba sürerken, çukurlara dikkat et.
If he'd been there, he'd have told you to mind your manners.
- Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.
Beware of falling rocks!
- Düşen kayalara dikkat edin!
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
Look out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat et.
Let's begin by considering the similarities.
- Benzerlikleri dikkate alarak başlayalım.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time.
- Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
They gave no heed to the warning.
- Uyarıya dikkat etmediler.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
There was nothing worthy of remark at the fair.
- Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.
Watch out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Watch out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat et.
Kate took careful notes on the history lecture.
- Kate tarih dersinde dikkatle not tuttu.
There is one very noteworthy element in this stage.
- Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
Let the buyer beware.
- Alıcı dikkatli olsun.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.