dikkate değer

listen to the pronunciation of dikkate değer
Türkçe - İngilizce
remarkable

I think Tom is a pretty remarkable person. - Tom'un oldukça dikkate değer bir kişi olduğunu düşünüyorum.

I've seen Tom do some remarkable things. - Tom'un bazı dikkate değer şeyler yaptığını gördüm.

notable

Chemistry has made notable progress in recent years. - Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.

sightly
noticeable, noteworthy, notable, remarkable
worthy

There was nothing worthy of remark at the fair. - Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.

This book is worthy of attention. - Bu kitap dikkate değer.

considerable
noticeable

There are noticeable differences between the two. - İkisinin arasında dikkate değer farklılıklar var.

noteworthy

The results are noteworthy. - Sonuçlar dikkate değerdir.

particular
of note
worthy of notice
worthy of attention
signal
noteable
worth considering
dikkate değer