Daha derine kazmak zorundasın.
- You have to dig deeper.
Bir kadınla tartışmak suyu boğmaya çalışmak, ateşi yakmak, toprağı kazmak ya da havayı yakalamaya çalışmak gibidir.
- Arguing with a woman is like trying to drown the water, burn the fire, dig the soil or catch the air.
Çocuklar kumda çukur kazmayı severler.
- Children love to dig in the sand.
Ben bir çukur kazmanı istiyorum.
- I want you to dig a hole.
Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.
- It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth.
Savaş tutuklusu kendini büyük bir onurla taşıdı.
- The prisoner of war bore himself with great dignity.
Köpek bir çukur kazıyordu.
- The dog was digging a hole.
Bir adam çıplak elleri ile kazı yaparken görüldü.
- One man was seen digging with his bare hands.
Yerden kir kazıyabilirsin.
- You can dig dirt from the ground.
Köpek bir çukur kazıyordu.
- The dog was digging a hole.
Kazı yapmak zor iştir.
- Digging is hard work.
Kazı yapmak zor iştir.
- Digging is hard work.
Corley at the first go-off was inclined to suspect it was something to do with Stephen being fired out of his digs for bringing in a bloody tart off the street.
She is going to dig into Egyptian basket-weaving this semester.