diffus (unklar)

listen to the pronunciation of diffus (unklar)
İngilizce - Türkçe

diffus (unklar) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

blurry
bulanık

Bu fotoğraf çok bulanık. Yüzünü ayırt edemiyorum. - This photo is too blurry. I can't make out your face.

Her şey bulanık görünüyor. Yeni bir gözlüğe ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. - Everything looks blurry. I think I need a new pair of glasses.

fuzzy
tüylü/belirsiz/kabarık
fuzzy
havlı
fuzzy
kabarık
fuzzy
bulanık

Bu pirinç ocağı bulanık mantık kullanır. - This rice cooker uses fuzzy logic.

fuzzy
cingelek
blurry
Net olmayan

My dream was blurry, that is why I could not interpret it.

fuzzy
(Elektrik, Elektronik) çok havli (kumaş)
blurry
(sıfat) bulanık
fuzzy
{s} uçuşan
fuzzy
{s} ince tüylü
fuzzy
(sıfat) kabarık saçlı, ince tüylü, tüy gibi, uçuşan, hayal meyal, belirsiz
fuzzy
{s} kabarık saçlı
fuzzy
{s} belirsiz
fuzzy
{s} ince tüylerle kaplı
fuzzy
bulanık,donuk
Almanca - İngilizce
muzzy (unclear)
blurry
fuzzy