different in kind or species; diverse

listen to the pronunciation of different in kind or species; diverse
İngilizce - Türkçe
tür veya türlerin farklı; farklı
divers
{s} türlü türlü
divers
dalgıçlar

Dalgıçlar deniz yatağında bir enkaz buldu. - The divers found a wreck on the sea-bed.

Dalgıçların havası tükeniyor. - The divers are running out of air.

divers
dalgıç

Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu. - Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.

Dalgıçlar deniz yatağında bir enkaz buldu. - The divers found a wreck on the sea-bed.

divers
{s} çeşitli

Bu orman çeşitlilik açısından zengindir. - This forest is full of diversity.

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

İngilizce - İngilizce
divers
different in kind or species; diverse