On'dan sonra cadde ıssızdı.
- The street was deserted after ten.
Onlar ıssız bir adaya düştüler.
- They were stranded on a deserted island.
Yer neredeyse terkedilmiş.
- The place is almost deserted.
Tom terkedilmiş kulübeye zorla girdi.
- Tom broke into the deserted shack.
Hayatının geriye kalanını terk edilmiş bir adada geçirmek zorunda olsan, onu kiminle geçirirsin?
- If you had to spend the rest of your life on a deserted island, who would you spend it with?
Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.
- Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice.
Tom tenha tren istasyonunda büyük bir saatin altında tek başına durdu.
- Tom stood alone under a big clock in the deserted train station.
Arkadaşların seni terketti mi?
- Have your friends deserted you?