İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
- You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
- They are easy to distinguish from each other.
İyiyi kötüden ayırmak kolaydır.
- It's easy to distinguish good from evil.
Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
- No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
Onun ayırt edici özellikleri yoktu.
- He had no distinguishing features.
Tüyler kuşların ayırt edici bir özelliğidir.
- Feathers are a distinguishing feature of birds.
Çok seçkin görünüyorsun.
- You look very distinguished.
Sen çok seçkin görünümlüsün.
- You're very distinguished-looking.
Bir sakalla mükemmel görüneceğini düşünüyorum.
- I think you'd look distinguished with a beard.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
- The twins look so much alike it's next to impossible to distinguish one from the other.
İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
- You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
THE favourable reception the Orrery has met with from Perſons of the firſt diſtinction, and from Gentlemen and Ladies in general, has induced me to add to it ſeveral new improvements in order to give it a degree of Perfection; and diſtinguiſh it from others ; which by Piracy, or Imitation, may be introduced to the Public.
... as a way of distinguishing myself from other journalists. ...