dişsiz

listen to the pronunciation of dişsiz
Türkçe - İngilizce
{s} toothless

Mary's grandmother is toothless. - Mary'nin büyükannesi dişsizdir.

I'm not a toothless barking dog. - Ben dişsiz bir havlayan köpek değilim.

toothless; unserrated
unserrated, smooth
edentate
(Denizbilim) edentulous
diş
tooth

I had a toothache yesterday. - Dün bir dişim ağrıyordu.

I clean my teeth with a toothbrush. - Ben bir diş fırçası ile dişlerimi temizlerim.

diş
dental

When was your most recent dental appointment? - En son diş randevun ne zamandı?

Dental care is expensive. - Diş bakımı pahalıdır.

dişsiz memeli
edentate
dişsiz memelilerle ilgili
edentate
diş
teeth

I brush my teeth after eating. - Yedikten sonra dişlerimi fırçalarım.

Brush your teeth after each meal. - Her yemekten sonra dişlerini fırçala.

diş
clove

Is eating a clove of garlic every day beneficial to your health? - Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?

diş
odontic
diş
exterior
diş
thread
diş
(Otomotiv) periphery
diş
ambient
diş
tread
diş
outside
diş
rib
diş
tine
diş
cog
diş
joggle
diş
tines
diş
tooth; tusk; cog; screw thread; clove; dental
diş
thread (of a screw)
diş
cog (of a wheel)
diş
head (of cloves)
diş
slang dope, hashish
diş
knurl
diş
jag
diş
clove (of a garlic)
diş
notch
diş
dent

When was your most recent dental appointment? - En son diş randevun ne zamandı?

Today I went to the dentist's. - Bugün dişçiye gittim.

diş
tooth (of a saw, comb)
diş
ward (of a key)
diş
choppers
diş
nick
diş
(Anatomi) dens
Türkçe - Türkçe
Dişi olmayan
Diş
(Osmanlı Dönemi) SİNN
diş
Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar
diş
çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
diş
Tane
diş
Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane
diş
Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri
diş
Sarmısak tanesi
diş
Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri. Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri: "Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı."- S. F. Abasıyanık
diş
Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
diş
örgü örmekte kullanılan şiş
diş
örgü şişi
diş
Sarımsak dilimi ve karanfil gibi dişe benzetilen şeylerde tane
diş
Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm
diş
Düş, rüya
dişsiz