Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

dexterous; skillful; handy; ready; convenient; applied to things as persons

listen to the pronunciation of dexterous; skillful; handy; ready; convenient; applied to things as persons
İngilizce - Türkçe

dexterous; skillful; handy; ready; convenient; applied to things as persons teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

handsome
hoş
handsome
{s} yakışıklı

Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli. - Felicja is married to a handsome man called Lazarz.

Felicja'nın çocukları, babaları Łazarz'ın Justin Bieber'dan daha yakışıklı olduğunu düşünüyorlar. - Felicja's children think that their father Lazarz is more handsome than Justin Bieber.

handsome
{s} becerikli
handsome
cömert/güzel/yakışıklı
handsome
{s} büyük

O, büyük ve yakışıklıydı. - He was big and handsome.

handsome
{s} kayda değer
handsome
iyi görünümlü
handsome
cömert

Ona cömert bir aylık maaş ödenir. - He is paid a handsome monthly salary.

Cömertçe ödüllendirileceksin. - You will be rewarded handsomely.

handsome
{s} etkileyici
handsome
{s} eli yatkın
handsome
{s} tecrübeli
handsome
{s} yetenekli

Bu aktör hem yakışıklı hem de yetenekli. - That actor is both handsome and skillful.

handsome
{s} çok, bol; büyük
handsome
iyi

O iyi bir çocuk ve daha da iyisi, çok yakışıklı. - He is a good boy, and what is better, very handsome.

Yakışıklı bir adam, cehenneme gitmek için iyi bir nedendir. - A handsome man is a good reason to go to hell.

handsome
{s} güzel

Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı. - A very handsome prince met an exceptionally beautiful princess.

Yakışıklı prens çok güzel bir prensese aşık oldu. - The handsome prince fell in love with a very beautiful princess.

handsome
{s} bol
İngilizce - İngilizce
handsome
dexterous; skillful; handy; ready; convenient; applied to things as persons