devant

listen to the pronunciation of devant
Fransızca - Türkçe
ön

Hayat senin önünde uzanıyor. - La vie s'étend devant toi.

Onun önünde kimse eğilmiyordu. - Personne ne s'inclinait devant lui.

öne, önde, önden
on tarafta
baş taraf
onun içinde
karşısına
öne

Lütfen öne doğru ilerleyin. - Déplacez-vous jusqu'au devant, je vous prie.

önüne
Fransızca - İngilizce
{n} fore
before, vis-a-vis
ahead, before, past, in front
{n} front, vamp
brought before
front of

A car drew up in front of my house. - Une voiture s'arrêta devant ma maison.

I got a taxi in front of the station. - J'ai pris un taxi devant la gare.

come before
devant