My son is apt to be absent from school.
- Oğlum okula devamsızlık yapma eğilimindedir.
Tom is often absent from school.
- Tom sık sık okula devamsızlık yapar.
Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology?
- Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?
Every day has a continuation.
- Her günün bir devamı vardır.
Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
Volvo is starting a new project Read more.
- Volvo yeni bir projeye başlıyor. Devamını oku.
There's more going on here than meets the eye.
- Burada devam eden göründüğünden daha fazlası var.
Tom resumed speaking.
- Tom konuşmaya devam etti.
When the excitement died down, the discussion resumed.
- Heyecan azalınca,tartışma devam etti.
It was all I could do to keep standing.
- Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.
He kept standing all the way.
- O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
He run on for half an hour.
- Yarım saat koşmaya devam etti.
She carried on talking in spite of the loud noise.
- Yüksek gürültüye rağmen konuşmaya devam etti.
The soldier carried on as if his wound was nothing.
- Yarası önemsizmiş gibi asker devam etti.
Search operations are still underway.
- Arama operasyonları hala devam ediyor.
A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.
- Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.
I was too tired to go on working.
- Çalışmaya devam edemeyecek kadar yorgundum.
She was too tired to go on working.
- O, çalışmaya devam edemeyecek kadar çok yorgundu.