That's one small step for man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
- Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
This car has a huge engine.
- O araba dev bir motora sahip.
A huge tanker just pulled out from the dock.
- Dev bir tanker rıhtımdan ayrıldı.
What a colossal waste of time!
- Ne devasa bir zaman kaybı!
A colossal earthquake ripped through the city.
- Devasa bir deprem şehrin içinden yardırıp gitti.
Layla thinks that dingoes are huge monsters.
- Leyla dingoların devasa canavarlar olduğunu düşünüyor.
It's a monster storm.
- Dev gibi bir fırtına.
I was dwarfed by his gigantic frame.
- Onun dev gibi yapısı tarafından cüceleştim.
A gigantic bird came flying toward him.
- Dev gibi bir kuş ona doğru uçarak geldi.
It's a monster storm.
- Dev gibi bir fırtına.
... And as Ellie showed you in the demo before, in the dev ...