Clyde made very detailed drawings of his telescopic observations of Jupiter and Mars.
- Clyde, Jüpiter ve Marsla ilgili teleskopik gözlemlerinin çok detaylı çizimlerini yaptı.
I'd like more detailed information.
- Daha detaylı bilgi istiyorum.
Tom elaborated on the point.
- Tom konuyu detaylı olarak inceledi.
Tom reported his accident in detail.
- Tom detaylı olarak kazayı bildirdi.
Please give me the details of the accident.
- Lütfen bana kaza detayları veriniz.
He described the circumstances in detail.
- O koşulları detaylı olarak açıkladı.
She described the scene in detail.
- Olay yerini detaylı olarak tanımladı.
He explained in detail what he had seen.
- O, ne gördüğünü detaylı olarak açıkladı.