destitute of the sense of taste; or of good taste; as, a tasteless age

listen to the pronunciation of destitute of the sense of taste; or of good taste; as, a tasteless age
İngilizce - Türkçe

destitute of the sense of taste; or of good taste; as, a tasteless age teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

tasteless
zevksiz
tasteless
{s} tatsız

Yabancı pirinç sert ve tatsızdır ve de Japon damak tadına hitap etmez. - Foreign rice is hard and tasteless, and doesn't appeal to the Japanese palate.

Balık fazla pişirilirse kuru ve tatsız olabilir. - Fish can be dry and tasteless if it's overcooked.

tasteless
{s} lezzetsiz

Bu restorandaki yemekler lezzetsiz. - The food in this restaurant is tasteless.

tasteless
{s} tadı olmayan, tatsız, yavan (yemek)
tasteless
{s} yavan
tasteless
uygunsuzluk
tasteless
tastelessnesstatsızlık
tasteless
zevksiz/tatsız
tasteless
{s} tat alma yeteneği olmayan
tasteless
tatssız
tasteless
tastelesslytatsızca
İngilizce - İngilizce
tasteless
destitute of the sense of taste; or of good taste; as, a tasteless age