O yine de iyi bir cümle.
- It is nevertheless a good sentence.
Şimdi bir şehirde yaşıyorum. Yine de, evim ve büyük orman arasındaki mesafe yalnızca bir kilometre civarında.
- Now I live in a city. Nevertheless, the distance between my house and the large forest is only about a kilometer.
Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
- It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
Brezilya'yı seviyorum ama yine de Ukrayna'ya gidiyorum.
- I like Brazil, but nevertheless I'm going to the Ukraine.
Bununla birlikte deneyin başarılı olduğunu düşünüyorum.
- Nevertheless I think the experiment was successful.
Bununla birlikte, birçok kişi erken emekliliği tercih ediyor.
- Nevertheless, many are choosing early retirement.
Bütün bunlara rağmen, ben son derece gurur duyuyorum.
- Nevertheless, I'm immensely proud.
Ben çok yorgundum ama buna rağmen uyuyamadım.
- I was very tired, but I was nevertheless unable to sleep.
Tom bir öküz kadar güçlü ama buna rağmen bir korkak.
- Tom's as strong as an ox, yet nevertheless is a coward.
Sen buna inanmayabilirsin, ama yine de doğru.
- You may not believe it, but it is nonetheless true.
Dünyada 7 milyar insan var, ve ben hâlâ yine de yalnızım.
- There are seven billion people in the world, and yet I am nonetheless alone.