Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu
- She sat next to him wishing she were somewhere else.
O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu
- She sat next to him wishing she were somewhere else.
Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.
- I named my daughter Nairu wishing her long life.