Denizaltı, okyanusun derinliklerinde saklandı.
- The submarine hid in the depths of the ocean.
Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
- The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.
Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.
- To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.
Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim.
- I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.
O ailesi için sevgisinin derinliğini gösteriyor.
- That shows the depth of his love for his family.
Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.
- ׁWe're measuring the depth of the river.
21 ay önce kışın derinliklerinde başlayan şey bu sonbahar gecesinde sona eremez.
- What began 21 months ago in the depths of winter cannot end on this autumn night.
Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı.
- I think there must be much gold in the depths of the Earth.
Tthe burning ship finally sunk into the depths.
To stir someone to his depths.
In the depths of the night,.
in the depths of winter.
The depth of the crisis had been exaggerated.
In the depths of the night,.
Measure the depth of the water in this part of the bay.
The burning ship finally sunk into the depths.
in the depths of winter.