depo teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- store
We stored the hay in the barn.
- Biz samanı samanlıkta depoladık.
He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.
- Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum.
- warehouse
There's a lot of dangerous stuff in this warehouse.
- Bu depoda bir sürü tehlikeli şey var.
He is working as a security guard at a warehouse.
- Bir depoda güvenlik görevlisi olarak çalışıyor.
- storage
We only use our basement for storage.
- Biz bodrumumuzu sadece depolama için kullanırız.
Tom carried two boxes into the storage room.
- Tom depoya iki kutu taşıdı.
- storeroom
I forgot to lock the storeroom.
- Depoyu kilitlemeyi unuttum.
I'm using this room as a storeroom.
- Ben bu odayı bir depo olarak kullanıyorum.
- depot
The shell fell into the ammunition depot, which provoked a series of explosions.
- Kabuk mühimmat depolarına düştü ve bir dizi patlamalar yarattı.
The shell fell into the ammunition depot, which provoked a series of explosions.
- Kovan mühimmat deposuna düştü ve bir dizi patlama yarattı.
- storehouse
He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.
- Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum.
We are the first nation to starve to death in a storehouse that's overfilled with everything we want.
- İstediğimiz her şey ile tıka basa dolu olan bir depoda açlıktan ölen ilk milletiz.
- repository
An Encyclopedia is a repository of knowledge and wisdom.
- Bir Ansiklopedi, bilgi ve bilgeliğin bir deposudur.
- (Tıp) ware house
- sediment
- (Tekstil) stock
Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
- Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.
- collecting tank
- bunker
- goods shed
- (Arılık) stores
- storage bin
- (Askeri) storage building
- (Ticaret) store-house
- cellar
- packing house
- goods yard
- repertory
- (açık) yard
- spike
- warehouse, store
- entrepot
- depot; warehouse, store; tank, reservoir
- receptacle
- tank
When I filled my tank with gasoline this morning, it cost ¥135 per liter which is $6.55 per gallon.
- Bu sabah depomu benzinle doldurduğumda, litresi 135 yene mal oldu yani galonu 6.55 dolar.
Can we drive to Miami on half a tank of gas?
- Yarım depo benzinle Miami'ye gidebilir miyiz?
- reservoir
The town is supplied with water from a reservoir in the hills.
- Kasaba tepedeki bir depodaki su ile beslenir.
- slang a living storehouse of knowledge (teacher)
- 1.depot
- stock room
- depository
- deposit
She paid a €900 deposit for the appartment.
- Daire için 900 euro depozito ödedi.
We'd like a deposit of $50.
- Biz 50 dolar depozito istiyoruz.
- inventory
- magazine
- safe custody
- depositary
- storages
- auxiliary storage
- wareroom
- cellarage
- chandler
- depositarytory
- {i} stockroom
- depo adı
- (Bilgisayar) repository name
- depo alacağı
- (Askeri) due in
- depo ardiye ambar
- (Ticaret) warehouse
- depo borcu
- (Askeri) due out
- depo edilmiş
- stock
- depo etme
- (Ticaret) warehousing
- depo etme
- (Ticaret) storage
- depo etmek
- reservoir
- depo kapasitesi
- (Elektrik, Elektronik) storage capacity
- depo malları
- stock
- depo tahsis etmek
- (Elektrik, Elektronik) allocate
- depo ücreti
- storage
- depo-provera
- (Pisikoloji, Ruhbilim) depo-provera
- depo etmek
- store up
- depo ampul
- (Tıp) depot ampoule
- depo bakımı
- (Askeri) base maintenance
- depo bankası
- (Ticaret) custodian bank
- depo borusu
- (Otomotiv) tank pipe
- depo boşaltma
- (Elektrik, Elektronik) storage dump
- depo cihazı
- (Elektrik, Elektronik) storage device
- depo defteri
- (Ticaret) warehouse books
- depo doldurma
- (Elektrik, Elektronik) storage fill
- depo elemanı
- (Elektrik, Elektronik) storage element
- depo enjeksiyon
- (Tıp) depot injection
- depo erişme süresi
- (Elektrik, Elektronik) storage access time
- depo etmek
- to store, to lay sth up
- depo etmek
- to store
- depo eğitimi
- (Askeri) armoury training
- depo hacmi
- tank storage
- depo hastalığı
- (Tıp) depot disease
- depo hesabı
- warehouse account
- depo hücresi
- (Elektrik, Elektronik) storage cell
- depo içi
- (Tıp) intracisternal
- depo kaldırıcısı
- storecrane
- depo kapağı
- (Otomotiv) fuel lid
- depo kayıt yeri
- (Elektrik, Elektronik) storage register
- depo kirası
- warehouse rent
- depo memuru
- (Ticaret) warehouse keeper
- depo memuru
- (Ticaret) ware keeper
- depo mevcudu
- stock, stock on hand
- depo muhasebesi
- warehouse accounting
- depo planı
- (Askeri) planograph
- depo pompa birimi
- (Askeri) tank pump unit
- depo preparat
- depot preparation
- depo rizikosu
- (Ticaret) warehouse risk
- depo seviyesi bakım
- (Askeri) depot-level maintenance
- depo seviyesi bakım
- (Askeri) depot level maintenance
- depo seviyesinde onarılabilir
- (Askeri) depot-level repairable
- depo sigortası
- stock policy
- depo sorumlusu
- (Ticaret) storehouse supervisor
- depo takip kodu
- (Gıda) stock keeping unit code
- depo teslimi
- ex-store
- depo teslimi
- (Ticaret) ex-works
- depo tortusu
- tankage
- depo çalışanları
- warehouse employees
- depo çemberi
- fuel tank strap
- depo çevrimi süresi
- (Elektrik, Elektronik) storage cycle time
- askeri depo
- (Askeri) arsenal
- depolar
- stores
- ikincil depo
- secondary storage
- ön depo
- (Denizbilim) bunker
- ABD Kara Kuvvetleri ana depo komutanlığı
- (Askeri) major United States Army reserve commands
- depo etmek
- (Fiili Deyim ) lay in
- depo etmek
- store
- genel depo
- (Askeri) general depot
- kule tipinde soğuk depo
- high rise cold store
- limitli depo hesabı
- (Askeri) limited depository account
- muhtemel boş depo sahası
- (Askeri) potential vacant space
- plastik uç depo
- (Otomotiv) plastic end tank
- sekonder depo
- (Otomotiv) secondary container
- silindirik depo
- cylindrical tank
- toprak depo
- earth tank
- umumi depo
- etape
- yarı römorka monte edilmiş bez depo
- (Askeri) semi-trailer mounted fabric tank
- yatay depo
- horizontal tank
- yedek depo
- feed tank
- yedek depo
- (Askeri,Teknik) auxiliary storage
- yüksek depo
- elevated storage
- üst depo
- upper tank