Başkalarına çok bağımlı olmayın.
- Don't be too dependent on others.
Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.
- The boy is totally dependent on his parents.
Adanın ekonomisi balıkçılık sektörüne bağlıdır.
- The economy of the island is dependent on the fishing industry.
Tom hâlâ anne ve babasına bağlıdır
- Tom is still dependent on his parents.
Tom ve Mary birbirlerine muhtaç hale geldiler.
- Tom and Mary became dependent on each other.
O, ebeveynlerine muhtaç değil.
- He is not dependent on his parents.
Başkalarına bağlı olmak sık sık gereklidir.
- It is often necessary to depend upon others.
Sana güvenmek için geldim.
- I've come to depend on you.
Anne-babasına bağımlı olmak istemiyor.
- She does not want to be dependent on her parents.
Tom ailesine bağımlı olmak istemiyor.
- Tom doesn't want to be dependent on his parents.
O ona bağlı olduğu için, insanlığın geleceği belirsiz kalır.
- The future of humanity remains undetermined, as it depends on it.
Duruma bağlı olarak; bazen öyledir, bazen değildir.
- Depending on the case; sometimes it is so, sometimes not.
At that point I was dependent on financial aid for my tuition.
With two children and an ailing mother, she had three dependents in all ... (In British English, this meaning is spelt dependant.).
In the equation z = x2 + y, z is the dependent variable.
... industry, that industry is dependent on people spending ...
... the face be employment crisis Europe I'm not dependent on the government ...