Dünya güneş sisteminin en yoğun gezegenidir.
- Earth is the densest planet of the Solar System.
Onun çok yoğun bir sakalı var.
- He has a very dense beard.
Adam sık bir ormanda saklanıyordu.
- The man was hiding in a dense forest.
Onlar ya barakada ya da mağarada.
- They're either in the shed or in the den.
Tom, Mary'nin ne kadar kalın kafalı olduğuna inanamıyor.
- Tom can't believe how dense Mary is.
Tom, Mary'nin ne kadar kalın kafalı olduğuna inanamıyor.
- Tom can't believe how dense Mary is.
Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.
- No one can deny the fact that the earth is round.
Kara delikler çok yoğundur.
- Black holes are very dense.
Red Dragon tanınmış bir kumar ve esrarkeş batakhanesi.
- The Red Dragon is a well-known gambling and opium den.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
- Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
The tornado passed through the city and headed to the sea.
- Tornado kentten geçti ve denize yöneldi.
The river which flows through London is called the Thames.
- Londra'dan akan nehre Thames denir.
The situation quickly got out of hand.
- Durum hızla denetimden çıktı.
This machine is out of order. Please try again later.
- Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
They killed more than three thousand sailors.
- Onlar üç binden fazla denizciyi öldürdü
The mobile phone you have dialed is either switched off or outside the coverage area, please try again later.
- Aradığınız telefon ya kapalı ya da kapsama alanı dışında, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
He lost his balance and fell off the ladder.
- Dengesini kaybetti ve merdivenden düştü.
The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.
- Futbol yöneticisi ayrıntılı bir yeni taktik denedi, ancak başarıya ulaşmadı.