This sea lion can balance a ball on its nose.
- Bir deniz aslanı burnunda bir topu dengeleyebilir.
The French government has launched an online game that challenges taxpayers to balance the national budget.
- Fransız hükümeti, ulusal bütçeyi vergi mükelleflerinin dengelemesi için meydan okuyan online bir oyunu piyasaya sürdü.
I balanced my checkbook while you were washing clothes.
- Sen giysileri yıkarken ben çek defterini dengeledim.
Tom is good at balancing things on his head.
- Tom şeyleri kafasında dengelemekle iyi.