deneyerek

listen to the pronunciation of deneyerek
Türkçe - İngilizce
in an experimental manner
experimentally
by means of experimentation
(Tıp) empirical
trying
trial
deneyerek anlamak
give smth. a whirl
dene
{f} experienced

There is an urgent need for experienced pilots. - Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.

A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way. - Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.

dene
(Bilgisayar) try it
dene
{f} tried

He tried solving the problem. - Problemi çözmeyi denedi.

He tried out that new machine. - O, o yeni makineyi denedi.

dene
try out

Tom said he was going to try out for his school soccer team. - Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.

He couldn't wait to try out his new surfboard. - Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.

dene
{f} experiencing
dene
{f} trying

It's no use trying anything. - Bir şey denemenin faydası yok.

Older people are often afraid of trying new things. - Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.

dene
assay
dene
{f} try

You should try to be more polite. - Daha kibar olmayı denemelisin.

Linux is a free operating system; you should try it. - Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz.

dene
{f} experience

According to my experience, it takes one year to master French grammar. - Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.

Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad. - Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.

dene
{f} sample

Sami tried a few samples, but he didn't buy. - Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.

Türkçe - Türkçe

deneyerek teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

dene
Buğday
İngilizce - Türkçe