denenmek

listen to the pronunciation of denenmek
Türkçe - İngilizce
to be tested
tested
attempted
be tried
tried
be tested
stand trial
to be tested, be tried
be on trial
dene
{f} experienced

He was experienced in business. - O, işte deneyimliydi.

I am not experienced in driving. - Ben araba sürmede deneyimli değilim.

dene
(Bilgisayar) try it
dene
{f} tried

He tried solving the problem. - Problemi çözmeyi denedi.

When I was young, I tried to read as many books as I could. - Gençken, okuyabildiğim kadar fazla kitap okumayı denedim.

dene
try out

I'd like to try out this new model before I buy it. - Bu yeni modeli satın almadan önce denemek istiyorum.

He couldn't wait to try out his new surfboard. - Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.

dene
{f} experiencing
dene
{f} trying

It's no use trying anything. - Bir şey denemenin faydası yok.

It is no use trying again. - Tekrar denemenin faydası yok.

dene
assay
dene
{f} try

Please try me for the job. - İş için beni deneyin, lütfen.

Older people are often afraid of trying new things. - Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.

dene
{f} experience

According to my experience, it takes one year to master French grammar. - Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.

He is young, but experienced. - O genç ama deneyimli.

denenme
try of
dene
{f} sample

Sami tried a few samples, but he didn't buy. - Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.

denenme
test, trial
denenme
trial
Türkçe - Türkçe
Deneme işine konu olmak
dene
Buğday
denenme
Denenmek işi
İngilizce - Türkçe
denenmek