Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
You should try to be more polite.
- Daha kibar olmayı denemelisin.
The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
- Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
You can use Tatoeba to test yourself.
- Kendinizi denemek için Tatoeba'yı kullanabilirsiniz.
Trial and error is essential to progress.
- Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.
The trial lasted five days.
- Deneme beş gün sürdü.
I have a few essays to write by tomorrow.
- Benim yarına kadar yazacak birkaç denemem var.
His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.
- Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.
This experiment is worth trying.
- Bu deney denemeye değer.
The experiment failed.
- Deneme başarısız oldu.
This attempt resulted in failure.
- Bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı.
Masterpieces are only successful attempts.
- Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
You're still in your probation period.
- Sen hâlâ deneme sürendesin.
Neil Armstrong was a test pilot when he was chosen to be an astronaut.
- Neil Armstrong astronot olmak için seçildiğinde deneme pilotuydu.
Could you proofread my essay?
- Denememi düzeltir misin?
The proof is in the pudding.
- Bir şeyi denemeden bilemezsin.
Tom decided to give it a shot.
- Tom denemeye karar verdi.
Do you want to give it another shot?
- Bir kere daha denemek ister misin?
You might want to try studying in the library.
- Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
I recommend you try studying a bit harder.
- Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
Tom and Mary's little girl is starting to take her first tentative steps.
- Tom ve Mary'nin küçük kızı ilk deneme adımlarını atmaya başlıyor.