denemeci

listen to the pronunciation of denemeci
Türkçe - İngilizce
lit. essayist
one who writes essays
one who writes compositions
essayist
deneme
{i} try

Older people are often afraid of trying new things. - Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.

You should try to be more polite. - Daha kibar olmayı denemelisin.

deneme
test

The treaty did not ban nuclear tests under the ground. - Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.

You can use Tatoeba to test yourself. - Kendinizi denemek için Tatoeba'yı kullanabilirsiniz.

deneme
{i} trial

Trial and error is essential to progress. - Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.

The trial lasted five days. - Deneme beş gün sürdü.

deneme
try out
deneme
essay

I have a few essays to write by tomorrow. - Benim yarına kadar yazacak birkaç denemem var.

His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class. - Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.

deneme
{i} touch
deneme
experiment

This experiment is worth trying. - Bu deney denemeye değer.

The experiment failed. - Deneme başarısız oldu.

deneme
{i} go
deneme
{i} fling
deneme
try-out
deneme
taste
deneme
dissertation
deneme
probing
deneme
testing
deneme
experience
deneme
(Bilgisayar) retries
deneme
attempt

This attempt resulted in failure. - Bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı.

Masterpieces are only successful attempts. - Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.

deneme
(Tıp) run
deneme
essaying
deneme
(Bilgisayar) attempted
deneme
on trial
deneme
shakedown
deneme
{i} practice
deneme
stab
deneme
competition
deneme
probation

The end of my probation period is nearing. - Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.

You're still in your probation period. - Sen hâlâ deneme sürendesin.

deneme
shy
deneme
pilot

Neil Armstrong was a test pilot when he was chosen to be an astronaut. - Neil Armstrong astronot olmak için seçildiğinde deneme pilotuydu.

deneme
crack
deneme
{i} proof

Could you proofread my essay? - Denememi düzeltir misin?

The proof is in the pudding. - Bir şeyi denemeden bilemezsin.

deneme
effort
deneme
bash
deneme
shot

Tom decided to give it a shot. - Tom denemeye karar verdi.

Do you want to give it another shot? - Bir kere daha denemek ister misin?

deneme
workout
deneme
study

You might want to try studying in the library. - Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.

I recommend you try studying a bit harder. - Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.

deneme
experimentation
deneme
assay
deneme
whack
deneme
proving
deneme
tentative

Tom and Mary's little girl is starting to take her first tentative steps. - Tom ve Mary'nin küçük kızı ilk deneme adımlarını atmaya başlıyor.

deneme
lit. essay
deneme
experiment, test
deneme
test; shakedown; attempt, try; essay
deneme
(araç) shakedown
deneme
boss
deneme
dissertation#
Türkçe - Türkçe
Deneme yazarı
Deneme
prova
Deneme
ese
Deneme
azmun
Deneme
(Hukuk) TECRİB
deneme
Denemek işi, sınama, deneyim: "Bunun deneme olduğunu müdürden başka kimseye söylemediği için, ilk deneme fabrikayı biribirine kattı."- H. Taner
deneme
Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü
deneme
Son biçimini bulmamış, taslak durumunda olan eser: "İlk yazı denemelerim için gazete bulmaya çalışıyorum."- F. R. Atay
deneme
En büyük ustası Montaigne olan yazı türü
deneme
Son biçimi bulmamış, taslak durumunda olan eser
deneme
Denemek işi, sınama, tecrübe
deneme
Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü: "Öykülerimde, denemelerimde beni yazmaya iten yüreğimin taşmasıdır."- N. Cumalı
denemeci