Alandaki bir uzman tarafından takdir edilmek hoş.
- It is delightful to be praised by an expert in the field.
Portakal çiçekleri rahatlatıcı bir etki ve hoş bir kokuya sahiptir.
- Orange blossoms have a relaxing effect and a delightful scent.
Tatlı bir mizah duygusu var.
- She has a delightful sense of humor.
Elizabeth sevinçliydi.
- Elizabeth was delighted.
Tom sevinçle haykırdı.
- Tom cried out with delight.
Erkek kardeşim pul koleksiyonundan büyük keyif alır.
- My brother takes great delight in his stamp collection.
Ben az önce keyifli bir haber aldım.
- I've just received some delightful news.
Sevinmek, üzülmenin karşıtıdır.
- Delight is the opposite of sorrow.
Bir dağ zirvesinden güneş'in doğuşunu izlemek bir zevk.
- To see the sunrise from a mountaintop is a delight.
O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.
- He took delight in talking with friends.
... And we think that's delightful. ...
... think, delightful and amazing. ...