Benim için büyük sevinç, o birincilik ödülünü kazandı.
- To my great delight, he won the first prize.
Tom sevinçle haykırdı.
- Tom cried out with delight.
Çok keyifli bir gün geçirdik.
- We've had a most delightful day.
Erkek kardeşim pul koleksiyonundan büyük keyif alır.
- My brother takes great delight in his stamp collection.
O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.
- He took delight in talking with friends.
Gerçek bir zevkle kitabını okudum.
- I read your new book with real delight.
Sevinmek, üzülmenin karşıtıdır.
- Delight is the opposite of sorrow.
O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.
- He took delight in talking with friends.
Ben başarınızdan mutluluk duyuyorum.
- I am delighted at your success.
Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.
- The speech made by the president yesterday delighted his supporters.
İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
- I think people are delighted.
Tom onu duyduğuna hoşnut olacak.
- Tom will be delighted to hear that.
O hediyemden çok hoşnut oldu.
- She was much delighted at my gift.
Portakal çiçekleri rahatlatıcı bir etki ve hoş bir kokuya sahiptir.
- Orange blossoms have a relaxing effect and a delightful scent.
Alandaki bir uzman tarafından takdir edilmek hoş.
- It is delightful to be praised by an expert in the field.
Tatlı bir mizah duygusu var.
- She has a delightful sense of humor.
Seni gördüğüme memnun oldum.
- I'm delighted to see you.
Tanıştığımıza memnun oldum.
- I'm delighted to make your acquaintance.