Frank keyifle akşamki randevuyu bekliyordu.
- Frank was waiting with pleasure for the date in the evening.
Bu kitaptan büyük bir keyif alacaksınız.
- You will derive great pleasure from this book.
Biz kitaplardan çok zevk elde ederiz.
- We derive a lot of pleasure from books.
Birkaç şey bize müzik kadar çok zevk verir.
- Few things give us as much pleasure as music.
Mary'nin gözleri sevinçle parlıyordu.
- Maria's eyes lightened with pleasure.