We are drilling the roof.
- Biz çatıyı deliyoruz.
I think Mary is too young to have her ears pierced.
- Bence Mary kulaklarını deldirmek için çok genç.
I got my ears pierced.
- Kulaklarımı deldirdim.
He enchants me with his piercing eyes.
- O beni delici gözleriyle büyülüyor.
Tom has a piercing voice.
- Tom'un delici bir sesi var.
Where did you drill them?
- Onları nerede deldin?
I cannot drill the door. This is Ken's job.
- Kapıyı matkapla delemem. Bu Ken'in işi.