delay, delay teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- geç kalma, gecikme
- delay
- ertelemek
O, işini kaybettiği için eğitimini ertelemek zorunda kalacak.
- She'll have to delay her education because she lost her job.
- delay
- geciktirmek
Fadıl nikahı geciktirmek için başka bir mazeret buldu.
- Fadil found another excuse to delay the wedding.
- delay
- gecikmek
- delay
- gecikme
Onun gecikmesi için hiçbir bahane yoktur.
- There is no excuse for his delay.
Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
- It's necessary to discuss the problem without delay.
- altitude delay
- (Askeri) irtifa gecikmesi
- altitude delay
- (Askeri) irtifa geciktirmesi
- bulk delay
- (Bilgisayar) yığınsal gecikme
- delay
- {i} gecikme, geç kalma
- dial tone delay
- (Bilgisayar,Telekom) çevir sesi gecikmesi
- ignition delay
- tutuşma gecikmesi
- left delay
- (Bilgisayar) sol gecikme
- propagation delay
- yayılım gecikmesi
- pulse delay
- (Bilgisayar) vurum gecikmesi
- response delay
- (Bilgisayar) yanıt gecikmesi
- roundtrip delay
- gidiş geliş gecikmesi
- tapped delay line
- prizli gecikme hattı
- tapped delay line
- dallı gecikme hattı
- unavoidable delay
- (Turizm) önlenemeyen gecikme
- without delay
- aksatmadan
- without delay
- beklemeksizin
- without delay
- süresiz
- without delay
- vakit kaybetmeden
O vakit kaybetmeden gelecek.
- She'll come without delay.
- without delay
- gecikmeksizin
- acoustic delay
- akustik gecikme
- acoustic delay line
- akustik geciktirme hattı
- compulsory delay
- zorunlu gecikme
- delay
- yubatmak
- delay
- yubanmak
- delay
- {f} gecik
Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
- Possibly, the accident will delay his arrival.
Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.
- We need to avoid any further delays.
- delay of payment
- borç ertelemesi
- delay payment
- ödemede gecikme
- delay payment
- temdit
- delay time
- gecikme süresi
- differential delay
- diferansiyel gecikme
- digit delay device
- sayı geciktirme aygıtı
- digit delay element
- sayı geciktirme öğesi
- electric delay line
- elektriksel gecikme hattı
- hg delay line
- cıvalı geciktirme hattı
- ignition delay
- ateşleme gecikmesi
- ionization delay
- iyonlaşma gecikmesi
- magnetic delay line
- manyetik gecikme hattı
- magnetostrictive delay line
- manyetostriktif geciktirme hattı
- mercury delay line
- cıvalı geciktirme hattı
- minimum delay code
- minimum gecikme kodu
- minimum delay coding
- en az geciktirme kodlaması
- non-delay fuse
- taviksiz tapa
- rotational delay
- dönel gecikme
- time delay
- gecikme
- without delay
- gecikmeden
Gecikmeden o işe başlamalıyım.
- I must set about that work without delay.
Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
- It's necessary to discuss the problem without delay.
- a delay of
- Bir gecikme
- constant time delay
- (Eğitim) Sabit bekleme süreli öğretim tekniği
- decelerate, delay, retard, slow up
- Yavaşlatmak, gerizekalı kadar yavaş gecikme
- delay a notice
- bir uyarı gecikme
- delay cable
- geciktirme kablosu
- delay element
- geciktirme elemanı, geciktirme öğesi
- delay line register
- geciktirme hattı yazmacı
- delay line storage
- geciktirme hattı belleği
- delay mechanism
- gecikme mekanizması
- delay of
- gecikme
- delay of pay
- ödeme gecikmesi
- delay of sentence
- Cümlenin gecikme
- delay, remain
- Kalır, gecikme
- equivalent delay line
- eşdeğer gecikme hattı
- repair delay time
- onarım gecikmesi zamanı
- right away, immediately, without delay
- hemen, derhal, gecikmeksizin
- short delay blasting
- kısa gecikmeli patlatma
- sonic delay line
- akustik gecikme hattı
- tarmac delay
- uçağın ertelemeden ötürü kalkmadan önce pistte geçirdiği zaman
- to delay
- geciktirmek
- ultrasonic delay line
- ultrasonik gecikme hattı, sesüstü gecikim hattı
- who can delay the passage of new laws
- yeni yasaların kabulünü kim geciktirebilir
- without delay
- hemen, gecikmeden
- altitude delay
- (Askeri) İRTİFA GECİKTİRMESİ; İRTİFA GECİKMESİ: Planlanmış mevki gösterge tipi ekran üzerinde irtifa çukurunu bertaraf etmek için, radar palsının gönderilmesi zamanı ile gösterge üzerindeki izin başlaması arasına sokulmuş senkronizasyon geciktirmesi
- apologize for delay
- gecikme için özür dilemek
- arming delay device
- (Askeri) ATEŞLEME GECİKTİRME CİHAZI: Mayının dökülmesinden sonra önceden kurulmuş muş bir zaman için faaliyete geçiyor olmasını engellemek amacıyla mayına monte edilen bir cihaz
- audio delay
- Ses Gecikmesi
- breech time delay unit
- (Havacılık) kama zaman geciktirme ünitesi
- bulk delay
- yiginsal gecikme (to)plu gecikme
- causes of delay
- (Havacılık) gecikme nedenleri
- character delay
- Damga Gecikmesi
- character delay
- Karakter Gecikmesi
- chemical delay
- kimyasal gecikme
- coding delay
- kodlama gecikmesi
- coincidence delay
- (Nükleer Bilimler) gecikmiş raslaşma
- damage expectancy; delay equalizer; directed energy
- (Askeri) hasar tahmini; geciktirme eşitleyicisi; yönlendirilmiş enerji
- delay
- geciktir/ertele
- delay
- (fiil) geciktirmek, ertelemek, gecikmek, geç kalmak; oyalamak, oyalanmak, alıkoymak, savsaklamak
- delay
- {f} oyalamak
- delay
- {f} geciktir
Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
- Possibly, the accident will delay his arrival.
Bir trafik sıkışıklığı tarafından geciktirildim.
- I was delayed by a traffic jam.
- delay
- (Askeri) GECİKME: Ateş gemisinden, gözetleyici ve tespit ediciye talep edilen ateş isteğinin hemen yerine getirilemeyeceğine dair rapor. Bunu, normalde tahmini bir gecikme süresi takip eder
- delay
- {f} savsaklamak
- delay
- {f} ertelemek, sonraya bırakmak
- delay
- muhlet
- delay
- maniolmak
- delay
- {f} oyalanmak
- delay
- (Askeri) (RADAR) GECİKTİRME: Bir bütünün belirli parçalarını seçmek için kullanılan zaman esasının başlangıcının elektronik geciktirilmesi
- delay
- {i} tecil
- delay
- {i} erteleme
Birkaç ertelemeden sonra, uçak nihayet kalktı.
- After several delays, the plane finally left.
İşi bitirmeyi erteleme.
- Don't delay finishing the business.
- delay
- (isim) erteleme, geciktirme, gecikme, tehir, tecil, geç kalma, mühlet
- delay action
- (Askeri) TAVİK, GECİKTİRMELİ (DZ.): Bir mühimmat maddesinin, tapası faaliyete geçirildikten sonra, önceden tespit edilen geciktirilmiş infilakı
- delay angle
- gecikme acisi
- delay circuit
- geciktirme devresi
- delay distortion
- gecikme bozulmasi
- delay en route
- (Askeri) GECİKME MÜDDETİ, MEHİL: Yeni bir görev yerine gitmekte olan bir kimseye izin süresine mahsuben ve kanuni yol süresinden ayrı olarak -geçici görevde tespit edilmiş sınırlar dahilinde- verilmiş olan süre. Mehil; izin statüsünün gerektirdiği bir evvelki görev yerine dönüş zarureti olmaksızın, yeni görev yerine seyahat yetkisi verir. Bak. "leave of absence"
- delay equalizer
- gecikme denklestiricisi
- delay fuse
- (Askeri) GECİKMELİ TAPA: Tapa ateşleme serisine, merminin gecikme süresince, hedefe nüfuz ettikten sonra patlamasına imkan verecek bir geciktirme unsuru ilave edilmiş tapa. Bu çeşit tapalar, mayın tesiri veya sekme fiili için merminin infilaktan önce hedefe nüfuzuna imkan vermek maksadıyla kullanılır. Buna "delayed action fuze" da denir. Bak. "fuze"
- delay interest
- (Ticaret) vade farkı
- delay line
- gecikme hatti
- delay on alternate position
- (Askeri) Oyalama mevzii
- delay on successive position
- (Askeri) Derinliğine ve kademeli oyalama mevzii
- delay operation
- (Askeri) Oyalama harekatı
- delay release sinker
- (Askeri) GECİKTİRME ŞAMANDIRASI: Döküldükten sonra, önceden belirlenen bir süre boyunca deniz yatağında mayını bağlı tutan seviye şamandırası
- delay tank
- (Nükleer Bilimler) geciktirme tankı
- delay unit
- (Nükleer Bilimler) geciktirici eleman
- departure delay insurance
- (Havacılık) kalkış gecikme sigortası
- dial tone delay
- cevir sesi gecikmesi
- electromagnetic delay line
- elektromanyetik gecikme hatti
- envelope delay
- zarf gecikmesi
- envelope delay; evaluation directive
- (Askeri) zarf gecikmesi; değerlendirme direktifi
- exit trade delay
- (Ticaret) işlemden çıkış gecikmesi
- feedback delay
- (Bilgisayar) geri besleme gecikmesi
- fine delay
- (Havacılık) ince ayar göstergesi
- fuse delay
- (Askeri) TAVİKLİ TAPA: Tapa ateşleme serisinde geciktirme unsuru bulunan tapa. Ayrıca bakınız: "delay fuze" ve "fuze"
- fuze delay
- (Askeri) gecikmeli tapa
- height delay
- (Askeri) yükseklik gecikmesi
- height delay
- (Askeri) İRTİFA GECİKMESİ: Bak. "altitude delay"
- injection delay
- püskürtme gecikmesi
- injection delay period
- püskürtme gecikmesi periyodu
- it brooks no delay
- gecikmeye gelmez
- loop delay
- Döngü Gecikmesi
- loop delay
- (Bilgisayar) döngü bekleme süresi
- minimum delay
- (Tekstil) asgari gecikme
- minimum delay code
- (Bilgisayar,Teknik) en az geciktirme kodu
- minimum delay coding
- en az geciktirme kod laması
- nickel delay line
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) nikelli geciktirme hattı
- not to delay
- aksatmamak
- phase delay
- (Pisikoloji, Ruhbilim) faz geciktirme
- phase delay
- evre gecikmesi
- port delay
- (Bilgisayar) bağlantı noktası gecikmesi
- propagation delay
- yayilim gecikmesi
- pulse delay
- darbe (vurum) gecikmesi
- pyrotechnic delay
- (Askeri) İŞARET VE AYDINLATMA MÜHİMMATI ATEŞLEME GECİKTİRİCİSİ: Önceden belirlenmiş bir gecikmeden sonra tutuşturucu alevi ileten bir ateşleme sistemine bağlanan bir işaret ve aydınlatma mühimmatı cihazı
- queueing delay
- kuyruk gecikmesi
- repeat delay
- Tekrarlama gecikmesi
- reverb delay
- (Bilgisayar) yankı gecikmesi
- ripening delay/stimulation
- (Nükleer Bilimler) olgunlaşmanın geciktirilmesi/
- rotational delay
- dönme gecikmesi
- round trip delay
- (Bilgisayar) gidiş-geliş gecikmesi
- roundtrip delay
- gidis gelis gecikmesi
- short delay fuze
- (Askeri) KISA TAVİKLİ TAPA: Bak. "delay fuze"
- spark delay valve
- (Otomotiv) ateşleme geciktirme valfi
- spark delay valve
- (Otomotiv,Teknik) kıvılcım geciktirme valfi
- tapped delay line
- dalli (prizli) gecikme hatti
- time delay control
- zaman geciktirmeli denetim
- truth hates delay
- hakikat tehiri sevmez
- truth hates delay
- gerçek geciktirilmeyi sevmez
- vacuum delay valve
- (Otomotiv,Teknik) vakum geciktirme valfi
- video delay
- Video Gecikmesi
- video delay
- (Bilgisayar) görüntü gecikmesi