Satın alamadığımız atın her zaman bir kusuru olacaktır.
- The horse that we can't buy will always have a defect.
Bazı hastalıklara kusurlu bir gen tarafından sebep olunmaktadır.
- Some diseases are caused by a defective gene.
Arızalı TV yi yenisiyle değiştirdiler.
- They replaced the defective TV with a new one.
Araçlar arızalar için en az her üç ayda bir kontrol edilir.
- The vehicles are inspected for defects at least every three months.
Sistemin belli eksiklikleri var.
- This system has obvious defects.
Neden hatanın nedenini sormadın?
- Why have you not inquired about the cause of the defect?
Yapı olarak kusurlu olsalar bile, onlar fonksiyon olarak mükemmeldir.
- If defective in structure, they are perfect in function.
Şirket, kusurlu ürünleri geri çağırdı.
- The company recalled the defective products.
Arızalı TV yi yenisiyle değiştirdiler.
- They replaced the defective TV with a new one.
Benim kameranın görüntüsü bozuk.
- My camera's display is defective.
Hamilelik sırasında alkol içmek doğum kusurlarına neden olabilir.
- Drinking alcohol during pregnancy can cause birth defects.
... and that any programs running in secret have gotten there by leveraging a defect in the ...