Tom kendini işine adamış.
- Tom is very dedicated to his work.
Tom gerçekten kendini işine adamış, değil mi?
- Tom is really dedicated, isn't he?
Tom oldukça adanmış, değil mi?
- Tom is quite dedicated, isn't he?
Tom adanmış, değil mi?
- Tom is dedicated, isn't he?
O kendini araştırmaya adadı.
- He dedicated himself to research.
On yıldır kendini biyoloji çalışmalarına adadı.
- He dedicated himself to biology studies for almost ten years.
Bu kitap herkese ithaf olunmuş değil.
- This book is not dedicated to anyone.
Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arkasındadır.
- The dedicated bike zone is most often at the rear of the train.
Tom özel bir öğretmendir.
- Tom is a dedicated teacher.
Bu bir sonraki şarkıyı gelin ve damada ithaf etmek istiyorum.
- I'd like to dedicate this next song to the bride and groom.
Ben bu şarkıyı Mary'ye ithaf etmek istiyorum.
- I'd like to dedicate this song to Mary.
O kendini araştırmaya adadı.
- He dedicates himself to research.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Bu şarkıyı Tom'a adamak istiyorum.
- I'd like to dedicate this song to Tom.
Bütün zamanımı bu projeye adamak istiyorum.
- I want to dedicate all my time to this project.
dedicated their money to scientific research.
dedicated ourselves to starting our own business. See Synonyms at devote.
... shown us, firmware locks aren't effective against dedicated attackers. People who want ...
... And we have a website dedicated to the webmasters ...