O, niyetinde oldukça kararlıydı.
- He was quite decided in his determination.
Tom'un boyu ona oyunda kararlı bir avantaj verdi.
- Tom's height gave him a decided advantage in the game.
Sanırım o kararlaştırılmış.
- I guess it's decided.
İşinden ayrılmaya karar verdi.
- She decided to quit her job.
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
- I decided to be happy because it's good for my health.
Her şey pazartesi günü belli olacak.
- Everything will be decided on Monday.
O, neye karar verildiğini uzun uzadıya açıkladı.
- He explained at length what had been decided.
Duvarları açık maviye boyamaya karar verdik.
- We've decided to paint the walls light blue.
Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
- Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
Sigara içmekten kesin olarak vazgeçti.
- He decided to give up smoking once and for all.
Benim tartışmasız tercihim bu seçeneklerden dördüncüsü ve sonuncusudur.
- My decided preference is the fourth and the last of these alternatives.
... i decided to to bring a little bit of ...
... problem?" So as a child of eight, I decided to find out what was this problem. ...